Tedbir Nafakası Nedir
Tedbir nafakası, boşanma davası açılmadan önce, açılırken ya da açıldıktan sonra yoksulluğa düşen eşin ya da ergin olmayan ve bakıma muhtaç çocukların geçinmelerinin sağlanabilmesi için hükmedilen geçici bir nafaka türüdür.
Boşanma Davası Açılmadan Önce Tedbir Nafakası
Boşanma davası açılmaksızın, bu davadan farklı bir dava olan ayrılık davalarında, eşlerden birinin birlikte yaşamaya ara verilmesi isteminin haklı bir sebebe dayandığını ispatlaması halinde tedbir nafakasına hükmedilebilir. Türk Medeni Kanunu (“TMK”) md. 197/2’de, “Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.” düzenlemesi mevcuttur. Görüldüğü üzere, boşanma talebi ya da hükmü olmaksızın taraflardan birinin isteği ve ayrı yaşama isteğinde haklı olduğunu ispatlaması halinde tedbir nafakasına hükmedilebilmektedir.
Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Tedbir Nafakası
Uygulamada sıklıkla rastlanılan ise tedbir nafakasının, evlilik birliğinin sonlandırılması için açılan boşanma davalarında talep edilmesidir. Tedbir nafakası geçici bir nitelikte olup, TMK md. 169 uyarınca taraflarca talep edilmese dahi hâkim tarafından hükmedilebilir. İşbu maddeye göre, “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”
Tedbir Nafakası Kimler İçin Talep Edilebilir
Boşanma davası sürerken tedbiren ödenmesi talep edilen tedbir nafakası, hem eş için hem de ergin olmayan yani 18 yaşından küçük çocuk için talep edilebilir. Örneğin, eşlerden birinin Aile Mahkemesinden boşanmadan sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere eş için 500-TL; yine boşanmadan sonra iştirak nafakası olarak devam etmek üzere çocuk için 500-TL olmak üzere toplamda aylık 1.000-TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmesi mümkündür.
Tedbir Nafakası Ne Kadar Süre Devam Eder
Aile Mahkemesi hakimi, tedbir nafakası talebinde bulunan eşin bu talebini değerlendirerek kabul etmesi halinde tedbir nafakasına davanın açıldığı tarihten itibaren hükmedecektir. Örneğin, davacı eşin boşanma davasını 12.08.2020 tarihinde açması ve 12.12.2020 tarihli ön inceleme duruşmasında mahkemenin tedbir nafakası talebini kabul etmesi halinde davalı eşin dava tarihi olan 12.08.2020 tarihinden başlamak üzere birikmiş aylık tedbir nafakası borcu oluşacaktır.
Boşanma davası sürerken hükmedilen tedbir nafakası, boşanma davasına ilişkin verilen karar kesinleşinceye kadar sürer. Hükmedilen tedbir nafakası miktarı, taraflardan birinin isteği üzerine ya da re’sen, tarafların değişen sosyal ve ekonomik koşulları uyarınca değiştirilebilir ya da kaldırılabilir. Fakat tarafların böyle bir isteği ya da hâkimin re’sen ele alacağı değişen koşullar söz konusu olmadıkça hükmedilen tedbir nafakası boşanma davasında verilen karar kesinleşinceye kadar sürer.
Tedbir Nafakası Nasıl Hesaplanır
Tedbir nafakası miktarı, Aile Mahkemesi hâkimi tarafından, eşlerin sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, müşterek çocukların ihtiyaçları, eşlerin malvarlıkları ve mali güçleri göz önünde bulundurularak takdiren hükmedilecektir.
Tedbir Nafakasının Ödenmemesi ve İcra Takibi
Tedbir nafakası, Aile Mahkemesinin ilam niteliğinde bir kararı değildir. Tedbir nafakası niteliği itibariyle geçici olarak hükmedilen bir ara karardır. Tedbir nafakasına hükmedilmesi mahkemenin bir ara kararı olduğundan işbu kararın yerine getirilmemesi halinde yerine getirmeyen eşe karşı ilamsız icra takibi yoluna başvurulabilecektir.
Tedbir nafakası, iştirak ya da yoksulluk nafakaları gibi boşanma davasının sonunda boşanma hükmü ile birlikte açıklanan fer’i hükümlerden olmadığından ilamlı takibe konu edilemez. Mahkemenin tedbir nafakasına ilişkin ara kararının yer aldığı zaptın bir sureti eklenerek başlatılacak ilamsız icra takibi ile ödenmeyen tedbir nafakalarının cebri icrası mümkün olabilecektir. Tedbir nafakasına ilişkin icra takibi ilamsız nitelikte olduğundan, ilamlı takipten farklı olarak takibin itiraz yoluyla durdurulması mümkün olabilecektir. Bu itiraza karşı açılacak itirazın iptali davaları ise Aile Mahkemelerine yöneltilmelidir. Ayrıca, İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesindeki “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.” düzenlemesi tedbir nafakası borçlusu için geçerli olmayacaktır. Tedbir nafakası borçlusunun disiplin hapsi cezası şeklinde cezai sorumluluğu söz konusu değildir.
Tedbir nafakasına ilişkin başlatılan icra takibinde yetkili icra müdürlüğünün neresi olacağına ilişkin çeşitli tartışmalar söz konusudur. İşbu icra takibi, ilamlı takip niteliğine haiz olmadığından iştirak ve yoksulluk nafakalarına ilişkin başlatılan takiplerde olduğu gibi yine tüm icra müdürlüklerinin yetkili sayılabileceği hususunda tereddüt oluşmaktadır. Bilindiği üzere ilamsız icra takiplerinde genel yetkili icra müdürlükleri, borçlunun yerleşim yeri icra müdürlükleridir. Öyleyse ilk etapta diyebiliriz ki, ilamsız takiplerin tümünde olduğu gibi tedbir nafakasına ilişkin icra takibinin de, bir kesin yetki kuralı da bulunmadığından borçlunun yerleşim yerinde başlatılması mümkündür.
Ayrıca, tedbir nafakasına ilişkin başlatılacak takipte yetki konusunun kamu düzenine ilişkin olmadığını ve icra müdürünün re’sen ele alamayacağını, borçlunun kanuni müddet için yetki itirazında bulunmaması halinde yetkisizlik kararı verilemeyeceğini de eklemek gerekir.
Her ne kadar tedbir nafakası, ilamsız takibin konusu olsa da Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre tedbir nafakasının cebri icrasında tüm icra müdürlüklerinin yetkili kabul edildiğini söylemek gerekir. Yani bu bakımdan tedbir nafakasına ilişkin başlatılan icra takibinin yalnızca yetki konusunda ilamlı takip gibi işlem gördüğü söylenebilir. Örneğin, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25.06.2002 tarih ve 2002/12301 Esas, 2002/13706 Karar sayılı kararında, “Takibe konu ara kararı ile kararlaştırılmış nafaka tedbir nafakası olduğundan her yerde takip yapılabilir. Yetki itirazının reddi ile takip dayanağı ara kararı ilam niteliğinde olmadığından icra emrinin iptaline karar vermek gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.” şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu karardan da anlaşılacağı gibi, tedbir nafakasına ilişkin ara kararların icrasını ilamsız takip yoluyla tüm icra müdürlüklerinden talep etmek mümkündür.