Bu yazımızda sizlerle öncelikle kısıtlılığın, kısıtlılık kararının ne olduğundan, kısıtlılık kararının ne şekilde alınabileceğinden bahsedeceğiz, daha sonrasında ise alınan kısıtlılık kararının hukuki olarak hangi yollar izlenerek kaldırılabileceğine değineceğiz.
Kısıtlılık Kararı Nedir?
Kısıtlıklık kararını açıklamadan önce hukuken kısıtlılığın ne olduğunu açıklamak yerinde olacaktır. Kısıtlılık hukuken kişinin fiil ehliyetinin mahkeme kararıyla sınırlanması durumudur.
Kısıtlılık kararı ise belirli nedenlerin varlığı durumuda mahkeme tarafından kişinin fiil ehliyetinin kısıtlanmasına yönelik alınan karar türüdür. İlgili nedenler 4712 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda belirtilmiş olup tarafımızca da ilerleyen paragraflarda detaylı bir şekilde açıklanacaktır.
Kısıtlılık Kararının Amacı Nedir?
Hukuk sistemimizde her bir kanun maddesinin bir amacı, bir gerekçesi mevcuttur. Kısıtlılığa ve kısıtlılık kararına yönelik Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerinin amacı ve gerekçesi ise kısıtlanan kişilerin kendi öz menfaatlerinin korunmasıdır. Bir nevi kişinin kendinden korunması gerekliliği kısıtlılık kurumunun ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Kısıtlılık Kararının Nedenleri Neledir?
Kısıtlılık kararının talep edilebilmesi için belirli bazı durumların mevcut olması gerekmektedir. Kanun koyucu kısıtlama üst başlıklı TMK m.405 ve devamında bu durumları belirtmiştir. Bunlar: akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, özgürlüğü bağlayıcı ceza ve kişinin kendi isteği üzerine kısıtlılık durumudur.
Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı Nedeniyle Kısıtlılık Kararı : Kişi eğer bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kendi işlerini göremeyecek, hayatını normal bir insan gibi idame ettiremeyecek durumda ise ve menfaatlerinin korunması, bakımının karşılanması gibi hususlarda sürekli olarak birilerinin yardımına ihtiyaç duyuyorsa TMK m.405 uyarınca kendileri hakkında kısıtlılık kararı alınır.
Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim Nedeniyle Kısıtlılık Kararı : TMK m.406 uyarınca bir kimse savurgan bir hayat sürüyorsa, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı mevcutsa, kötü bir yaşama tarzına sahipse veya ekonomik durumunu kötü yönetiyorsa yine o kişi hakkında kısıtlılık kararı alınabilir.
İlgili kanun maddesinde belirtilen bazı ifadeler açıklayıcı olsa da bazı ifadeler muğlaktır. Kişi hakkında alkol veya uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle kısıtlama kararı durumu daha net bir çerçeve çizse de savurganlık, kötü yaşam tarzı veya kötü yönetim ifadeleri biraz daha somut husus üzerinden değerlendirilmesi gereken tanımlardır. Fakat yine kanun koyucunun ifadeleriyle tüm belirtilen bu ifadeler nedeniyle, yani savurgan davranışları, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kişi hakkında kısıtlılık kararı alınabilir.
Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza Nedeniyle Kısıtlılık Kararı : TMK’da düzenlenen bir diğer kısıtlılık nedeni ise kişinin 1 yıl veya daha üzeri özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olması durumudur.
Bu durum sıkça tutukluluk durumu ile karıştırılmaktadır, fakat kişi soruşturma veyahut kovuşturma evrelerinde tutuklu olarak yargılanmakta ise bu durum devreye girmemektedir. Bir yargılama sonucunda bir yıl veya daha uzun süreli mahkumiyete çarptırılan ve bu süreyi cezaevinde geçirecek ergin hakkında TMK m.407 uyarınca kısıtlılık kararı verilmektedir.
Özgürlüğü bağlayıcı ceza nedeniyle kısıtlılık kararı verilmesi durumu, kişiye verilen özgürlüğü bağlayıcı cezayı yerine getirmekle yükümlü makam tarafından yetkili vesayet makamına bildirilmek suretiyle ortaya çıkmaktadır.
Kişinin Kendi İsteği İle Kısıtlanması Kararı: TMK’da düzenlenen son kısıtlılık nedeni ise TMK m.408 uyarınca kişinin kendi isteği ile kısıtlanmasıdır. Yaşlılık, engellilik, deneyimsizlik veya ağır hastalık durumları nedeniyle kendi işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteme hakkına sahiptir.
Kısıtlılık Kararı Ne Şekilde Alınabilir?
Yukarıda belirtildiği üzere özgürlüğü bağlayıcı ceza nedeniyle kısıtlılık kararı verilmesi durumu, kişiye verilen özgürlüğü bağlayıcı cezayı yerine getirmekle yükümlü makam tarafından yetkili vesayet makamına bildirilmek suretiyle ortaya çıkmaktadır. Bunun dışındaki savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği nedenleri ile kısıtlanmak istenen kişilerin kısıtlanması ancak TMK m.409 uyarınca kendilerinin de dinlenilmesi şartıyla görevli ve yetkili mahkemede açılacak vesayet davası ile mümkün olabilir.
Kısıtlılık kararının alınmasına yönelik hukuki sürecin diğer boyutlarına ‘’Vesayet Davası Nedir? Vasi Tayini (Atanması) Ne Şekilde Gerçekleşir?’’ Başlıklı makalemizden de ulaşabilirsiniz.
Kısıtlılık Kararı Nasıl Kaldırılabilir?
Kısıtlılık kararının kaldırılabilmesi için ilk etapta kısıtlılık kararı verilmesine neden olan olgunun ortadan kalkmış olması aranmaktadır. Bu nedenle kısıtlılık kararının nasıl kaldırılabileceği hususuna bakmadan evvel kısıtlılık kararının neden verildiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
Eğer kişi hakkında akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlama kararı alınmışsa akıl hastalığı veya akıl zayıflığı durumunun ortadan kalktığına yönelik resmi bir sağlık kurulunun raporu doğrultusunda kısıtlılık kararının kaldırılması talep edilebilir.
Kişi savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim nedeniyle kısıtlanmış ise, TMK m.475 uyarınca en az bir yıldan beri kısıtlanmasına ve vesayet altına alınmasına yol açan neden ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olduğu takdirde kısıtlılık kararının kaldırılması talep edilebilir.
Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet nedeniyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki kısıtlılık statüsü, hapis cezasının sona ermesiyle birlikte kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.
Kendi isteği ile kısıtlılık kararı aldıran kişi ise kısıtlılık kararı almasında gösterdiği nedenin ortadan kalktığını ispatlamak yoluyla hakkındaki kısıtlılık kararını kaldırabilmektedir.
Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet nedeniyle kısıtlılık dışındaki durumlar ilk etapta nasıl ki mahkemeden dava yoluyla mahkemeden talep üzerine ortaya çıkıyorsa, ilgili kısıtlılık kararlarının kaldırılması da yine dava yoluyla mahkemeden talep edilmelidir.
Kısıtlılık ve Kısıtlılık Kararının Kaldırılması Hususlarında Avukatın Önemi
Kısıtlılık kurumu, açıklandığı üzere karmaşık ve neden sonuç ilişkisine çok bağlı olan bir kurumdur. Kısıtlılık kararının alınması, kaldırılması, hangi nedenlerle, hangi hukuki süreçlerin izlendiğine bağlı olarak ortaya çıkan sonuçlardır.
Kısıtlılığa dair herhangi bir soru veya sorununuz olduğu takdirde, hem sizin, hem de yakınlarınızın hiçbir hak veya menfaat kaybı yaşamaması adına bu alanda çalışmakta olan bir avukattan hukuki yardım almanız önerilmektedir.