Tanıma ve Tenfiz Davası Nedir?

 

Tanıma ve Tenfiz Nedir?

Yurt dışında yer alan yabancı mahkemelerin vermiş oldukları kararların Türkiye’de tanınarak hukuk dünyamızda ifade ve anlam kazanmasına yarayan dava türüne tanıma ve tenfiz davası adı verilmektedir. Tanıma ve tenfiz davası yolu ile yabancı mahkemelerin vermiş olduğu kararlar Türkiye’de geçerli hale gelmektedir.

Tanıma ve Tenfiz Davasının Gerekliliği Nedir?

Her ülkenin kendi yerel mahkemesinde görülen ve sonuca bağlanan kararlar temel olarak o ülke kanunları çerçevesinde verilmekte ve o ülkeyi bağlamaktadır. Yabancı ülkede verilen bir mahkeme kararının Türk hukuk sisteminde de bir karşılığının olması ve ülkemizde de tanınması adına tanıma ve tenfiz davasının işletilmesi şarttır. Aksi halde yabancı mahkeme kararının Türkiye’de bir karşlığı bulunmayacaktır. Örnek vermek gerekirse yabancı bir ülkede eşinizde boşanmış iseniz, Türkiye’de tanıma ve tenfiz davası yolu ile ilgili boşanma kararını geçerli kılmadığınız sürece Türkiye’de evli statüsünde kalmaya devam edeceksinizdir.

Tanıma ve Tenfiz Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?

Görev bakımından ele aldığımızda tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemeler asliye mahkemeleridir. Tanıma ve tenfize konu yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ise tanıma ve tenfiz davası asliye hukuk mahkemelerinde, asliye ticaret mahkemelerinde ve aile mahkemelerinde görülmektedir.

Yetki bakımından ise 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) madde 51 uyarınca davalının Türkiye’de bulunan yerleşim yeri mahkemesi, yerleşim yeri bulunmamakta ise Türkiye’de sakin olarak bulunduğu yer mahkemesi, bu da mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden herhangi biri yetkili mahkemedir.

Tanıma ve Tenfiz Davası Şartları Nelerdir?

Tanıma ve tenfiz davasının en önemli şartları yabancı ülke mahkemesinin vermiş olduğu bir kararın bulunması ve bu mahkeme kararının kesinleşmiş olmasıdır. Yabancı mahkemenin vermiş olduğu karar kesinleşmediyse, yargılama devam etmekteyse veya karar temyiz edilmiş ve temyiz süreci devam etmekte ise tanıma ve tenfiz davasının açılabilmesi mümkün değildir.

Tanıma ve Tenfiz Davasında Tarafların Duruşmaya Katılması Zorunluluğu Mevcut Mudur?

Tanıma ve tenfiz davalarında, taraflar çoğunlukla halihazırda yurt dışında yaşadıkları ve Türkiye’ye geliş gidişlerinde sorunlar ve masraflar ortaya çıktığından dolayı insanların aklına gelen en önemli sorulardan birisi tanıma ve tenfiz davası sürecinde tarafların duruşmaya katılma zorunluluğunun olup olmadığı hususudur. Belirtmek gerekir ki tanıma ve tenfiz davası bir avukat vasıtası ile açılmaz ve kişi kendi başına tanıma ve tenfiz davası hukuki sürecini başlatırsa, dava duruşmalarına katılmak zorundadır. Fakat bir avukata vekalet vererek tanıma ve tenfiz sürecini avukat ile beraber yürüttüğü takdirde duruşmalara katılım zorunluluğu mevcut değildir. Kişinin vekalet verdiği avukat, tüm süreci kendisi adına devam ettirebilmekte ve duruşmalara da kendi adına katılım sağlamaktadır.

Tanıma ve Tenfiz Davaları Ne Kadar Sürede Sonuçlanmaktadır?

Tanıma ve tenfiz davalarının süreleri ile ilgili olarak kanunen veya pratikte net bir süre belirtilemez. Her dava süreci ayrı noktaları ve şartları barındırdığından dolayı ayrı bir şekilde ele alınmalıdır. Örneğin davalı tarafa yapılacak tebligatlar hususunda kişinin yerleşim yeri Türkiye ise ve tebligat Türkiye içerisinde bir bölgeye yapılacak ise bu süre daha kısalmakta, fakata davalı taraf da yurt dışında ikamet ediyorsa ve tebligat yurt dışına gerçekleştirilecekse bu süre bir miktar daha uzamaktadır.

Tanıma ve tenfiz davalarında esasa ilişkin bir inceleme yapılmadığından dolayı ve teknik açıdan inceleme yapılan bir dava türü olduğundan dolayı tanıma ve tenfiz davaları diğer davalara göre nispeten daha kısa sürecek dava türlerinden olsa da, Türkiye’deki mahkemelerin yoğunluğu göz önüne alındığında ortalama 6 ay-1 sene arasından bir süreç öngörülebilir. Tanıma ve tenfiz davasının bu alanda çalışmakta olan bir avukatla yürütülerek sürecin daha kısa bir sürede sonuçlanabilmesi da mümkündür.

Tanıma ve Tenfiz Davasında Gerekli Belgeler Nelerdir?

Tanıma ve tenfiz davası açılırken herhangi bir hak kaybı yaşamamak adına gerekli olan tüm belgeler mahkemeye sunulmalıdır. Bu belgeler:

  • Yabancı mahkemece verilen kararın aslı (ıslak imzalı ve mühürlü)
  • Yabancı mahkemenin kararının kesinleşmiş olduğunu gösterir şerh veya buna ilişkin ek belge (ıslak imzalı ve mühürlü)
  • Yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararın Türkçe’ ye yeminli tercüman tarafından tercüme edilmesi ve bu tercümenin Noter veya Konsolosluktan onaylatılması
  • Pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopisi
  • Vekaletname ( Boşanma kararının tanıme ve tenfizine ilişkin ise vekaletnamede vesikalık fotoğraf olması gerektiği gibi vekaletname içerisinde “yurt dışında verilmiş boşanma kararına ilişkin tanıma ve tenfiz davası açmaya, açılan davayı kabule” yetkilerinin bulunması gerekmektedir.)
  • Yabancı belgelerin apostil şerhleri

Tanıma ve Tenfiz Dava Yoluna Başvurmayı Düşünen Kişiler Avukat Desteği Almalı Mıdır?

Yukarıda tanıma ve tenfiz davasının ne olduğunu, hangi şartlarda bu sürecin işletilebileceğini çıkacağını, tanıma ve tenfiz davasının hangi mahkemelerde ve hangi belgeler eşliğinde görülebileceğini açıkladık. Kendisini ilgilendiren ve tarafı olduğu yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de de hukuki geçerlilik ve anlam kazanmasını talep eden bir kişinin talebinin karşılık bulabilmesi için ilgili hukuki süreçlerin çok iyi ve dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Somut durumda kanun önünde talebiniz geçerli olsa dahi dilekçenize bu durumu net bir şekilde açıklamanız ve mahkemeye talep edilen belgeleri eksiksiz bir şekilde sunmak zorundasınız. Doğru, hukuken geçerli ve olabildiğince hızlı bir sonuç alabilmek adına eksiksiz bilgi ve belge ile uygun hukuki prosedürler işletilmelidir. Dilekçenizde ve sonraki süreçlerde tanıma ve tenfiz talebinizin geçerliliğini ortaya koyacak detaylar hukuki bir dil ile anlatılmalı, kanun hükümleri ile somut durum arasındaki bağlantı açık bir şekilde kurulmalıdır. Ancak bu şekilde doğru ve olumlu bir sonuç alınabilir.

Açıkladığımız nedenlerden ötürü ilgili işlemlerin tecrübeli ve bu alanda uzmanlaşmış bir avukatın yardımı ile sürdürülmesi her daim yararınıza olacaktır. Hatalı bir dilekçe, yanlış mahkemede sürecin başlatılması, eksik bir belge, ihmal edilmiş bir süreç ve eksik başvurular kişilere zaman kaybetmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla karşılaştığınız bu hukuki durum açısından da tanıma ve tenfiz davalarında çalışan, bu süreçlere yönelik işlemler için deneyimli bir avukatın yardımını almak ve birlikte çalışmak yararınıza olacaktır.